Bakır elementi, vücutta en fazla; karaciğer, beyin, kalp, böbrekler ve iskelet kaslarında bulunmaktadır. Alımının çok az olması da çok fazla olması da beyin faaliyetlerini etkileyebilmektedir. Vücuda giren oranında görülen değişimler, Menkes, Wilson ve Alzheimer Hastalığı ile ilişkilendirilmektedir. Eksikliği nadiren görülür fakat kardiyovasküler hastalıklar ve başka problemlere yol açabilir. Demir birlikte çalışarak kırmızı kan hücrelerinin oluşmasını sağlarlar.
BAKIR NEDİR?
İçindekiler
Bakır yaşamın devam edebilmesi için gerekli olan bir eser mineraldir. Bu element bütün dokularda bulunurken, kırmızı kan hücrelerinin, sinir hücrelerinin oluşması ve bağışıklık sisteminin sağlıklı kalması için oldukça önemlidir. Aynı zamanda vücudun kolajen üretmesi, besinlerden gelen demiri emebilmesi için gerekliyken, enerji üretiminde de rol oynar.
Kardiyovasküler Hastalıklar
Bireylerin vücudunda düşük seviyelerde bakır olması yüksek kolesterol ve yüksek tansiyon ile ilişkilendirilmektedir. Yapılan bir araştırma kalp yetmezliği olan bireylerde takviyesinin işe yarayabileceğini öne sürmüştür.
Nöronlar Arası İletişim
2016 yılında yapılan bir çalışmada bakırın sinir hücreleri (nöronlar) arasındaki dolaşımı gözlemlenmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, sinir hücrelerine yüksek oranda bu mineralden girdiğinde, iletimsel sorunlar ortaya çıkmakta, seviyeleri düştüğünde bu sorunlar ortadan kalkmaktadır.
Bağışıklık Sistemi
Vücutta düşük seviyelerde bulunması nötropeniye neden olabilir. Nötropeni, enfeksiyonlarla savaşan bağışıklık sistemi olan beyaz kan hücrelerinde düşüş olarak tanımlanmaktadır. Düşük beyaz kan hücresi seviyelerine sahip bireylerde enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riski daha yüksektir.
Osteoporoz
Bu mineralin şiddetli eksikliği daha düşük kemik mineral yoğunluğu ile ilişkilendirilmektedir. Bu durum osteoporoz görülmesi riskini arttırmaktadır. Bu konu hakkında daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir.
Kolajen Üretimi
Bakır, vücudumuzun büyük yapısal elemanları olan kolajen ve elastinin üretiminde çok büyük bir rol oynamaktadır. Araştırmacılar, bakırın antioksidan etkisinin olabileceğini bu yüzden diğer antioksidanlarla birlikte cildin yaşlanmasını önleyebileceğini öne sürmektedir. Yetersiz bakır alımı gerçekleşmediğinde, vücut hasarlı bağ dokuyu onarak kolajen üretimini gerçekleştiremez. Bu gibi durumlarda, özellikle eklem rahatsızlıklarıyla karşı karşıya kalınabilir.
Artirit
Yapılan hayvan çalışmalarına göre bakır artiritleri önleyebilir veya geciktirebilir. Hatta toplumda bu sebeple bakır bileklikler takan bireyler bulunmaktadır. Artirit ve bakır minerali arasındaki ilişkiyi doğrulayacak bir insan çalışması bulunmamaktadır.
Antioksidan Aktivitesi
Bakır serbest radikallerin oluşmasını azaltacak antioksidan aktiviteye de sahip olabilir. Serbest radikaller DNA’nın hasar görmesine ve buna bağlı olarak kanser gibi hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Günlük Önerilen Alım
Adölesan ve yetişkin bireyler için günlük önerilen günlük alımı 900 mikrogram (mcg)’dır. 19 yaş ve üstü bireyler için tolere edilebilir en üst seviye bakır alımı 10,000 mikrogramdır. Bundan daha yüksek seviyelerde alım gerçekleşmesi toksik etkilerin görülmesine neden olabilmektedir.
Eksikliğinin Nedenleri
Eksikliği nadir görülen bir durum olmasına rağmen bazı hastalıklar ve durumlar bakır eksikliğinin görülmesine neden olabilir. Bunlar;
- Bu mineralin metabolizmasında görülen genetik problemler
- Emilim sorunları
- Çok yüksek miktarda çinko ve C vitamini takviyesi
Karaciğerde depolanan bir mineral olduğundan, eksikliğinden dolayı görülen belirtiler yavaş yavaş açığa çıkmaktadır.
Çinko ve C Vitamini
Günde 150 mg veya daha fazla çinko ve 1,500 mg’dan fazla C vitamini alımı, eksikliğinin görülmesine neden olabilmektedir. Bunun sebebi bu bileşiklerin emilim konusunda yarışmasıdır.
Bebeklerde Eksikliğin Nedenleri
Mama yerine inek sütü ile beslenen bebeklerde eksikliği görülmektedir. İnek sütü oldukça düşük miktarlarda bu içeriğe sahiptir. 1 yaşın altındaki çocuklar anne sütü ile beslenemiyorsa, eksiklik ile karşı karşıya kalınmaması için mama ile beslenmeleri önemlidir.
Bakır Eksikliği
Eksikliğin belirtileri;
- Anemi
- Düşük vücut sıcaklığı
- Osteoporoz
- Cildin pigmentasyonunda bozukluklar
- Tiroit sorunları olarak sıralanabilir
Eksikliği aynı zaman vücudun diğer vitamin ve mineralleri emmesini olumsuz etkileyecek birçok sorunun görülmesine neden olabilir.
Menkes Hastalığı
Menkes hastalığı kalıtımsal olan ve beynin bakırı metabolize etmesini etkileyen bir hastalıktır. Bu durum 6-8 haftalık bebeklerin beyin gelişimini olumsuz etkilemektedir. Menkes hastası olan bebekler 3 yaşından önce hayatını kaybedebilir. Genetik mutasyonun gerçekleştiği noktaya bağlı olarak, enjeksiyonlar vücudun bakır seviyelerinin düzelmesine yardımcı olabilmektedir. Belirtiler başlamadan önce tanı konulan bir bebeğe bakır takviyesi yapman beyin gelişimini olumlu yönde etkilemektedir.
Bakır İçeren Besinler
- İstiridye ve diğer deniz kabukluları
- Kaju fıstığı
- Tam tahıllar
- Baklagiller
- Patates
- Maya
- Yeşil yapraklı sebzeler
- Kakao
- Kuru meyveler
- Karabiber
- Böbrek ve karaciğer gibi sakatatlar
- Badem
Birçok meyve ve sebze bu minerali düşük oranda içermektedir.
Bakır İçeren Takviyeler
Bu mineral takviye ürünü olarak piyasalarda bulunmaktadır. Çok az birey takviyeye ihtiyaç duyacak seviyelerde bakır eksikliğine sahiptir. Birçok multivitamin yaklaşık 2 mg kadar bu minerali içermektedir.
Yüksek Miktarda Alım
Beslenme yoluyla alınan bakır ile ilgili herhangi bir yan etki belirtilmemektedir. Fakat aşağıda belirtilen durumlarda toksik dozda alım gerçekleşebilir:
- Yüksek miktarda takviye
- İçme suyunda yüksek miktarda bulunması (Su borularının bu elementi içermesi vb.)
- Yüksek seviyelerde bu minerali içeren kimyasal maddelere maruz kalma
- Bu element kullanılarak yapılmış pişirme kaplarının kullanılması
Zehirlenme belirtileri şu şekildedir;
- Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı
- Baş ağrısı
- Halsizlik
- Ağızda metalik bir tat
Daha şiddetli zehirlenmelerde görülen belirtiler şu şekildedir;
- Siroz ve sarılık
- Kırmızı kan hücrelerinde anormallikler ve kalp hastalıkları
Kanda yüksek seviyelerde bulunması kardiyovasküler hastalıklar riskinin artmasıyla ilişkilendirilmektedir.
Ayrıca 1 litresinde 6 mg’dan fazla bu mineralden bulunan içme suları, mide sorunlarının yaşanmasına neden olabilir.
Fikirlerinizi merak ediyoruz...