Sağlıklı ve güzel bir vücuda sahip olmak istiyor ve bunun için elinizden geleni yapıyorsunuz. Fakat bazı noktalarda vücut tökezliyor ve aklınıza neden kilo veremiyorum sorusu geliyor. Bu yazıyı sizin kendinizi ölçmeniz için hazırladım. Neden kilo veremiyorum testinde bulunan 8 maddeden en az 2 tanesini yapıyorsanız sebebini bulmuş olacaksınız. Eğer yok ben bunların hiçbirini yapmıyorum ve diyet yaptığım halde neden kilo veremiyorum peki neden diye soruyorsanız bir diyetisyene başvurmalısınız.
Neden Kilo Veremiyorum Sorusuna 8 Muhteşem Cevap
İçindekiler
Haydi sırasıyla başlayarak yaptığınız hatayı bulalım
1.Çok Az Yemek Yiyorsunuz
Uzun süreyle diyet yapmanın – vücudunuzun harcadığından daha az kalori almanın bazal metabolizma hızında azalmaya neden olacağı bilinmektedir. Bu gerçekten son derece basittir. Aldığınız gıda miktarını düşürmek vücut kilonuzu genellikle azaltacaktır, ancak bu miktarı kilo vermeye devam ederken daha da düşürmek kolay değildir. Bedenimiz, sadece ekleme ya da çıkarma yaptığınız pasif bir şey değildir. Aksine, bedenimiz yaşayan, nefes alan, adapte olan ve enerji tüketimini düşürerek azalan kalori alımına tepki veren bir varlıktır. Sonsuza kadar kilo veremeyeceğinize göre (küçülüp gözden kaybolmayacaksınız), sürekli olarak kalori alımınızı düşürmek nihayetinde kilo verme amacınızın tersi yönde işleyecektir.
Kronik bir kalori eksikliği halinde yaşamak yerine kalori alımınızı periyodik hale getirmeyi göz önünde bulundurun. Bir gün daha az, ertesin gün daha fazla yiyin. Aynı zamanda belirli günlerde kalori yüklemesi yapmayı da düşünebilirsiniz. Bunu yapmak kilo verme sürecinizi yeniden başlatabilir.
2. Düşünmeden Çok Fazla Yemek Yiyorsunuz
Çoğu kişiye ilk başta aşırı kilolu olmalarına neden olan şeyin ne olduğunu sorarsanız size bunun yemek ile yemeğe odaklanmak dışındaki her şeyi yapmanın sinsi ve aldatıcı kombinasyonu olduğunu söyleyecektir.
- Televizyon seyrederken yemek.
- Araba sürerken yemek.
- Yemek pişirirken yemek (sadece pişen yemeğin tadına bakmak değil; tam anlamıyla yemek).
- Sinemadaki avuç avuç patlamış mısır tüketmek.
- Maç sırasında bira ve tavuk kanat ve sonra daha fazla bira.
Diğer bir deyişle, düşünmeden yemek. Nefes almak gibi, sanki refleks olarak yaptığınız bir şey gibi yemek. Ağzınıza birkaç lokma atarsınız, nadiren gerçek anlamda çiğner ve yutarsınız ve bunu bir avuç dolusu daha fazla yiyecek takip eder.
Yemek yediğiniz zaman daha bilinçli olun. Yemeklerinizi başkalarıyla birlikte yiyin, sofraya oturun ve yediğiniz yemeğin değerini anlamak için zaman ayırın. Otla beslenmiş dana eti ve doğal yumurta yiyor olmanız bilinçsiz tüketimin yanınıza kalacağı anlamına gelmemektedir.
3. Sevdiğiniz Gıdaları Çok Fazla Yiyorsunuz
Bu nedenler arasında daha az bilineni “sevdiğiniz gıdalardır”. Bunlar kuruyemiş, bitter çikolata ve saf bal gibi şeylerdir –geçmişte İlkel beslenme onayını almış, kalorisi yoğun ve aşırı tüketilmesi kolay tüm gıdalar diyebiliriz. Bu gıdaların aynı zamanda sağlık için bazı faydaları olması nedeniyle bu durumu kavramak zordur.
- Kuruyemişler magnezyum, E vitamini ve selenyum gibi mikro besin maddesinin zengin bir kaynağıdır ve çok sayıda çalışma kuruyemişlerin kilo kaybına yardımcı olduğunu belirtmektedir.
- Bitter çikolata etkileyici polifenol içeriğine sahipken (ve yağ asidi profili de fena değildir)
- Bal ise muhtemelen bulabileceğimiz en iyi tatlandırıcıdır. En azından bal ve balın arı kökenli bileşenleri, akçaağaç şurubu ve işlenmiş şeker gibi tatlandırıcıları gölgede bırakmakta ve daha az sayıda metabolizma sorununa neden olmaktadır.
Tüm bunları söyledikten sonra, bu gıdalar lezzetlidir, bol miktarda kaloriye sahiptir ve özellikle de “sağlıklı gıda” olarak bir şöhrete sahip olmaları nedeniyle aşırı tüketilebilirler.
Eğer kilo veremiyorum neden diye soruyorsanız bu gıdaların tüketimini sınırlandırın.
4. Gizli Stres Altındasınız
Kortizolü strese tepkinin bir parçası olarak salgılarız. Malesef kortizol kilo kaybını engeller, kasları katabolize eder, insülin direncini kötüleştirir ve yağ depolamayı teşvik eder. Burada hayatlarımızın faturalar, trafik, nefret ettiğimiz iş ve patronlar gibi göz önündeki stres kaynaklarından bahsediyor olsam da bunlarla aynı psikolojik tepkilere neden olan diğer “gizli” stres kaynakları da bulunmaktadır. Bu gizli stres kaynaklarının başında doğa ile etkileşimin yetersizliği gelmektedir. Literatürde araştırmacılar sıklıkla kortizol düzeyini düşürmek, bağışıklık fonksiyonu artırmak ve glikoz toleransını artırmak için “orman banyosu” ya da ormanda birkaç gün geçirmekten bahsetmektedir.
Ben buna farklı bir şekilde bakmayı tercih ediyorum. Doğa ile etkileşimin pozitif bir anti stres unsuru olmasından ziyade kentsel yaşam aktif bir stres kaynağıdır. Ormanda bir gün geçirmek bir “müdahaleden” ziyade normale geri dönüştür.
Eğer bunu halihazırda yapmıyorsanız haftanın bir ya da iki gününü tercihen el değmemiş doğada geçirin. Bunun bir orman ya da sarp bir kayalık olması gerekmemektedir. Plaj hatta bir park bile işinizi görecektir. Gerektiğinde bilgisayarınızda bile doğa seslerini dinleyebilir ve doğa manzaralarına bakabilirsiniz.
5. Çok Fazla Egzersiz Yapıyorsunuz
10 kilo vermek istiyorum ve bunun için çok spor yapıyorum.Her ne kadar düzenli egzersiz sağlıklı bir yaşamın ayrılmaz bir parçası olsa ve ağırlık kaldırmayı, yürüyüş yapmayı ve zaman zaman koşmayı içeren akıllı egzersiz kilo vermenizi hızlandırsa da aşırı egzersiz diye bir şey de söz konusudur. Ne de olsa etkin egzersiz vücutta stres yarattığı için etkindir. Egzersiz; daha az vücut kitlesi ve daha az yağ ile daha güçlü, daha hızlı hale gelmemizi sağlayarak zorlu durumlarla baş etmemizi mümkün kılar ve fizyolojinize meydan okur. Aşırıya kaçıldığında ise egzersiz kronik bir stres kaynağı ve düzenli bir kortizol kaynağı haline gelir (daha önce belirttiğim üzere kortizol, insülin direncimizi artırır ve göbek yağı birikimini teşvik eder). Her türlü kronik stres hipotiroid benzeri bir durumu tetikleyebilir. Bu durumda metabolizma hızı düşer ve kilo kaybı yavaşlar ya da hepten durur. Egzersize bağlı kronik stresin de bundan hiçbir farkı yoktur.
Yaptığınız egzersiz sayısını düşürerek kilo verip vermediğinizi tekrar gözden geçirin.
6.Diğer her şeyi göz ardı edecek kadar diyete odaklanıyorsunuz
Beslenme konusunda toplumun gözünün önüne bir perde çekildiğini fark ettiğiniz zaman yeni edindiğiniz bilgiyi saplantı haline getirmek zor olmayacaktır. Gece geç saatlere kadar uyumamak, beslenme bloglarını ve yorum köşelerini okumak, PubMed makalelerini ezberlemek sizin kilo vermenizi sağlamaz.
Gizli ama tamamen temel bazı besin maddelerini duyacaksınız ve bunun aradığınız Cevap olduğunu düşüneceksiniz.
- Yeterince magnezyum alıyor muyum?
- A vitamini?
- Hazır retinolü mü tercih etmeliyim yoksa beta-karotenden dönüşümü yeterli olacak mı?
- Kaz ciğeri almak için şehir dışına elli kilometre yol mu yapmalıyım yoksa K2 vitamin takviyesi almam bugünlük yeterli olur mu?
- Kolin – işte almam gereken bu!
- Bundan sonra karaciğer ve yumurta sarısından başka bir şey yemek yok!
Diyet elbette vücut kompozisyonunun başlıca belirleyicisidir, ancak hayat ağzınıza attığınız şey hakkında endişelenmekten daha fazlasını sunmaktadır. Bunu yapmak mantığa aykırıdır ve bunu kanıtlayan hiçbir randomize kontrollü deney bulunmamaktadır. Sadece hayatınızın tadını çıkararak, biraz egzersiz yaparak ve besin alımınızı en küçük ayrıntısına kadar yönetmek yerine iyi insanlarla vakit geçirerek daha fazla başarılı olabilirsiniz.
Rahatlayın !!!
7. Yemek Saatleriniz Çok Düzensiz
Gün içerisinde farklı zamanlarda acıkıyorum ve açlık durumuma bağlı olarak farklı aralıklarda öğünler tüketmekten çekinmiyorum. Bu oldukça normal görünüyor. Her ne kadar birçok İlkel beslenen kişi açlığı gidermek için yakınlarında atıştırmalıklar bulundurma özgürlüğünden memnun olsa da ve bir ya da iki öğünü pas geçebilecekleri ve sadece açlık sinyallerine bağlı kalabilecekleri gerçeğini sevse de düzenli bir yeme programına uymanın bazı kişilerde öğünlere verilen metabolik tepkiyi iyileştirdiğine dair önemli miktarda bilgi bulunmaktadır. Bu yüzden neden kilo veremiyorum sorusunu kendinize sıkça soruyorsanız, öğünleriniz ne kadar düzenli olduğunu inceleyebilirsiniz.
Özellikle kadınlar “düzenli öğünlerin” faydasını en çok hissedenlerdendir. Zayıf kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmada “düzensiz” öğün programı, düzenli öğün programına kıyasla daha az yemek sonrası enerji tüketimi ile sonuçlanmıştır. Diğer bir çalışmada ise, düzenli bir programa göre yemek yiyen zayıf kadınların insülin hassasiyetleri ve kan lipidlerinin daha iyi olduğu bulunmuştur. Kilolu kadınlar üzerinde gerçekleştirilen başka bir çalışmada ise düzenli öğün saatleri yemek sonrası termojenez, insülin hassasiyeti ve kan lipidlerini artırmıştır. Kadınlar kulübüne hoşgeldiniz.
Kesintili açlık ile kilo vermeye çalışıyor olup olmamanız fark etmeksizin bazen öğünlerinizde biraz düzene ihtiyacınız olabilir. Ve bu tamamen normaldir.
8. Aslında Sağlıklı Bir Kilodasınız ve Vücudunuz Daha Fazla Kilo Vermenizi Engelliyor
Evet, biliyorum: vücudunuz tam bir baş belası ve size kaba davranıyor. Ama bazen vücudumuz bizim için en iyisini bilir. Bazen sadece dört ya da iki baklavamız olsa da (ya da hiç olmasa) vücudumuzun mevcut kompozisyonu olmamız gereken yerdedir. Vücut yağ oranı %14,8’den %4,5’e düşen vücut geliştiricinin aynı zamanda metabolizma hızı, vücut sıcaklığı, nabız, testosteron düzeyleri ve ruh halinin de düştüğünü hatırlayın.
Vücut yağ ölçeğinde birkaç yüzde değeri saplantı haline getirmek yerine ne kadar iyi hissettiğinizi, sağlık sorunlarınızın nasıl da ortadan kalktığını ve daha fazla hareket etmekten ne kadar hoşlandığınızı düşünün. Ve vücut kompozisyonunuzu değiştirmek istiyorsanız, azaltmak yerine artırmaya –ağırlık kaldırmak, koşmak- odaklanın. Tam olarak olmanız gereken noktada olabilirsiniz. neden neden kilo veremiyorum sorusuna da yanıt vermiş oluyorsunuz. Demekki kilo vermek için diyet yapmanız sizi kötü etkiliyor.
Son bir önemli nokta: Çok az kalori tüketmenin veya çok fazla egzersiz yapmanın ya da diğer her şeyi ihmal ederek tamamen diyete odaklanmanın kilo almanıza neden olacağını söylemediğimi unutmayınız. Söylediğim şey, bunların kilo kaybınızın durmasına neden olabileceğidir. Bu küçük bir farktır ama neden kilo veremiyorum sorusuna verilebilecek önemli bir cevaptır.
Fikirlerinizi merak ediyoruz...